Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon Kitabı PDF indir
Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon Kitabı PDF
Kitap ismi Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon olan ve birden çok kitap sever aracılığıyla aranan Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon kitabını siz kıymetli okurlarımız için PDF dosyası halinde sunmaya çalıştık. Öncelikle
Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon kitabını PDF indirmeden önce sizlere Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon kitabı ile ilgili bir kaç bilgi verelim…
Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon Özet
Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon kitabının yazarları Elif Şafak olan ve 308 sayfalık kitap 2007 senesinde Roman kategori bölümünde yerini almıştır.
Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon PDF indir
Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon kitabını yazımızın alt bölümünden Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon PDF indir butonuna tıklayarak bilgisayarınıza yahut telefonunuza Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon kitabını indirebilirsiniz.
Bu kitap okunur okunmaz unutulmak için yazıldı. Suya yazı yazar gibi…
Siyah Süt kadınlığın, kadınların yaşamının kasvetli ve karanlık ama son tahlilde geçici bir dönemiyle alakalı. Birdenbire gelen ve geldiği gibi hızla dalgalar halinde çekile çekile giden bir haletiruhiye bu arada incelenen. Bu haliyle elinizde tutuğunuz kitap bir nevi tanıklık. Otobiyografik bir roman.
(…) Annelik dünyanın en yaşanılası, en muhteşem lütuflarından biri; güzel ki hem de nasıl. Aldığı tüm övgüleri bi hayli fazla hak ediyor.
Öylesine benzersiz, öylesine kıymetli… bunun yanı sıra çetrefil, karmaşık ve kimi zaman hayli ağır.
“Siyah Süt, cesur, enteresan, tılsımlı bir roman: Bunca kötülüğün ortasında, bize umut veriyor Elif Şafak, dayanabilmek, direnebilmek ve sonra hayata, bir mucize gibi, yeniden başlayabilmek için.”
Selim İleri
(Arka Kapak)
Yatak odasındaki komodinin üzerinde yuvarlak bir ayna var. Kenarları gümüşten. Aynanın ortasında bir kadın duruyor. Bedeni patiskadan bez bebek; bir tek bakışları etten ve kemikten. Bakıyor kendine dinmeyen bir merakla. Ayırmıyor gözlerini suretinden.
Oysa bilmez mi ki “bakmak” masum bir şey değildir veya aynalar basit birer obje? Bilmez mi ki aynaların yüzeyleri ya bir kumaş şarkısıyla örtülmeli veya duvara doğru çevrilmeli? Bu kadar mı kayıtsız geleneklere? Yoksa bile bile mi çiğniyor kaideleri? Asırlık öğretilerle inatlaşmak istercesine?
“Her ayna anahtarını kaybetmiş bir kapıdır. Açılır Diyar-ı Esrar’a. Olur da fazla bakarsan aynaya, aralanıverir kapı, kaybolursun sonsuzlukta.”
Kadının saçları gelişigüzel bir biçimde toplanmış, sağdan soldan çalı gibi saç tutamları fırlamış. O tutamlardaki her bir saç teli dile gelmiş, isyana gelmiş. Bas bas bağırıyor:
“Ne olur artık bizi yıka, bizi tara, bizi topla!”
Saç dipleri daha da beter haykırıyor, feryat figan.
“Ne olur artık bizi boya. İnsan içine çıkamaz olduk utancımızdan. İstersen civciv sarısına boya. Hatta seneler evvel bir keresinde kızıl yapmaya kalkmıştın da korkunç olmuştuk hani. Ona bile razıyız. Yeter ki boya bizi, unutma!”
(Önsöz’den)
Siyah Süt Yeni Başlayanlar İçin Postpartum Depresyon Kitabı PDF